-Atiker Konyaspor Kendi Sahasında Yenildi.

0

Spor Toto Süper Lig 26.hafta maçında Çay kur Rizespor’u konuk eden Atiker Konyaspor, her iki yarıda yediği gollerle 2-0 mağlup oldu.
Konya Büyükşehir Belediyesi Stadyumunda oynanan ve saat 13:30’da başlayan karşılaşmanın ısınma bölümüne Konyasporlu oyuncular, geçtiğimiz hafta Polonya’da eğitimi sırasında uğradığı hain saldırı sonucu hayatını kaybeden Furkan Korkmaz’ın fotoğrafının bulunduğu tişörtlerle ve Türkiye İş Kurumunun ‘İŞ KUR KAMPÜSTE GÜÇLÜ YARINLAR İÇİN GENÇLERİMİZİN YANINDAYIZ’ yazılı pankartla çıktı.
Ayrıca Konyasporlu oyuncular, maçta sol kolunda Çanakkale Zaferi’nin kahramanlarından Seyit Onbaşı’nın fotoğrafının bulunduğu forma ile mücadele ederken, hakemler ve iki takım oyuncuları Çanakkale Zaferi Haftası pankartıyla çıktı ve şehitlerimiz için maçtan önce 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Karşılaşmanın 2.dakikasında Petar Filipovic’in hatasını değerlendiren Vedat Muric takımını 1-0 öne geçirirken, ilk yarıda bu skorla tamamlandı.

İkinci yarıya etkili başlayan ve pozisyonlar bulan Atiker Konyaspor’umuz, bunları değerlendiremezken 68.dakikada Samudio skoru 2-0 yaptı.
Nejc Skubic’in 77.dakikada direkt kırmızı kart görmesiyle maçı 10 kişi tamamlayan Atiker Konyaspor’umuz, rakibine 2-0 mağlup olurken, kazanamama serisi 7 maça çıktı.

STAT: Konya Büyükşehir Belediye
HAKEMLER: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Alpaslan Dedeş
ATİKER KONYASPOR: Serkan Kırıntılı, Nejc Skubic, Uğur Demirok, Petar Filipovic, Leonard Zuta, Volkan Fındıklı, Jens Jonsson, Ömer Ali Şahiner, Amir Hadziahmetovic (Dk.46 Adis Jahovic), Deni Milosevic, Mücahit Can Akçay (Dk.59 Paolo Hurtado)
YEDEKLER: Ertuğrul, Ali Turan, Selim Ay, Marko Jevtovic, Abdou Razack Traore, Ali Çamdalı, Yevhen Opanasenko, Ferhat Öztorun
TEKNİK SORUMLU: Aykut Kocaman
Ç.RİZESPOR: Gökhan Akkan, Awaziem, Abarhoun, Melnjak, Samudio (Dk88 Nakoulma), Abdullah Durak (Dk.61 Morozuik), Azubuike, Musa Çağıran, Boldrin, Aatıf (Dk.76 Umar Amınu), Vedat Muriç
YEDEKLER: Cihan, Mustafa Saymak, Saadene, Çınar, Koray Altınay, Mehmet Uslu, Orhan Ovacıklı
TEKNİK SORUMLU: Okan Buruk
KIRMIZI KART: Nejc Skubic (Dk.77) (Atiker Konyaspor)
SARI KARTLAR: Volkan Fındıklı (Atiker Konyaspor), Abdullah Durak (Ç.Rizespor)
GOLLER: Vedat Muric (Dk.2), Samudio (Dk.68) (Ç.Rizespor)

Recep Konuk, İstiklal Marşının önemine vurgu yaptı.

0

PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, 12 Mart Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü ve İstiklal Marşı’nın kabulünün 98. yıl dönümü dolayısıyla yayınladığı mesajında, İstiklal Marşının önemine vurgu yaptı. Konuk yaptığı açıklamasında; “Alkış ve dualarla kabul edilen ve zafere inancı mısralarla ifade eden İstiklal Marşımızın kabul edilmesinin üzerinden 98 yıl geçmiştir. Ancak geçen zaman, 1921’de istiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un millet hissiyatına tercüman olan mısralarında zikredilen ilkeler ve değerleri millet hissiyatında daha da kuvvetlendirmiş, millet hayatında daha da pekiştirmiştir. O mısralarda tüm unsurlarıyla milletimizin tevhid ruhu, ortak yaşama iradesi, kederde ve kıvançta birlik olma kararlılığı vardır. Meclis tutanaklarının “korkma sönmez bu şafaklarda yüzen Al sancak” mısrası okunur okunmaz şiddetli alkışlarla karşılandığını tarihe not düştüğü İstiklal Marşımız, milletimizin hissiyat ve heyecanı ile ruh halinin tercümanı, bağımsız bir ülke ve hür bir millet iddiasının mısralarla ifadesi ve parlak bir geleceğin müjdecisi olmuştur, O mısralarda zikredilen ilkeler ve değerler bugün de yol göstericidir, yarınlarda da millet hissiyatının ortak ifadesi olacak ve milletimizin tarihi yürüyüşüne rehberlik edecektir. Dün nasıl o inanç zaferle taçlandıysa, hem bugün içinden geçtiğimiz zorlu süreçlerde hem de yarın önümüze çıkacak zorluklarda rehberimiz İstiklal Marşımızla nesilden nesile aktarılan ve milli karakterimiz olan, karşılığını istiklal-i tamda bulan his ve duygu birliğidir” dedi.
başkan Konuk, açıklamasına şu şekilde devam etti; “Anadolu’da tüten son ocağa, alınan son nefese kadar, istiklal elde edilinceye ve hürriyet kazanılıncaya kadar mücadele azminin ifadesi ve Türk milletinin vatanına ve hürriyetine göz dikenlerle mücadelede kararlılığının ilanıdır, İstiklal Marşı. İstiklal Marşının her harfi, her hecesi, her kelimesi, her satırı Çanakkale’de, Samsun’da, İnönü’de, Erzurum’da, Sivas’ta, Sakarya’da, Afyon’da, Kocatepe’de, Dumlupınar’da, İzmir’de kısaca tüm Anadolu’da yazılmıştır. İstiklal Marşı’nın yazanı Mehmet Akif, yazdıranı milletimizin bizatihi kendisidir. Bir milletin verdiği mücadelenin destanı değildir İstiklal Marşı, kazanılacak zafere ve istiklale imanın mısralara yansımasıdır. Onun için İstiklal Marşı geçmişe övgü değil, millet hissiyatının, milletin geleceğe olan inancının, geleceğe olan imanının, mısralardaki ifadesidir” ifadelerini kullandı.
Başkan Konuk mesajını şöyle sürdürdü: “Alkış ve dualarla kabul edilen ve zafere inancı mısralarla ifade eden İstiklal Marşımızın kabul edilmesinin üzerinden 98 yıl geçmiştir. Ancak geçen zaman, 1921’de istiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un millet hissiyatına tercüman olan mısralarında zikredilen ilkeler ve değerleri millet hissiyatında daha da kuvvetlendirmiş, millet hayatında daha da pekiştirmiştir. O mısralarda tüm unsurlarıyla milletimizin tevhid ruhu, ortak yaşama iradesi, kederde ve kıvançta birlik olma kararlılığı vardır. O mısralarda zikredilen ilkeler ve değerler bugün de yol göstericidir, yarınlarda da millet hissiyatının ortak ifadesi olacak ve milletimizin tarihi yürüyüşüne rehberlik edecektir.”
“Dün nasıl o inanç zaferle taçlandıysa, hem bugün içinden geçtiğimiz zorlu süreçlerde hem de yarın önümüze çıkacak zorluklarda rehberimiz İstiklal Marşımızla nesilden nesile aktarılan ve milli karakterimiz olan, karşılığını istiklal-i tamda bulan his ve duygu birliğidir” diyerek açıklamasını sürdüren Başkan Konuk; “Biz millet olarak tayin ettiği istikameti İstiklal Marşı ile dosta düşmana ilan eden son sözünü de savaş meydanlarında bedel ödeye ödeye o istikametteki istiklal hedefine ulaşarak söylemiş bir milletiz. Yakın ve uzak geçmişte neyle perdelenirse perdelensin istiklalini hedef alan her oyunu bozan milletimiz, yine ister darbe kisvesi, ister terör kisvesi isterse ekonomik kisve altında olsun istiklalimize ve istikbalimize yönelik her saldırıyı bozguna uğratacak her kirli oyunu bozacaktır. İnancımız o dur ki, sadece kağıtlara değil milletin gönlüne yazılan ve milletimizin gönlüne nakşeden İstiklal Marşımızın taşıdığı milli his, duygu ve değerler manzumesi ilelebet bu topraklarda ve milletimizin her ferdince yaşayacak ve yaşatılacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle istiklal marşımızın kabulünün 98’inci yıl dönümünü kutluyor, bu vesileyle milletimizin ruh haline tercüman olup, istiklal ve istikbale inancımızı mısralarla ifade eden ve o ruh ile heyecanı milletimizin gönlüne nakşederek tarihimizle ve birbirimizle kopmaz bir bağ kuran milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u Türk milletinin hür yaşama iradesinin tesisi için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyorum.” dedi.

– Yeni Zelanda’da camiye saldırı! Çok sayıda ölü var

0

Yeni Zelanda’nın ChristChurch kentindeki iki camiye, cuma namazı sırasında silahlı saldırı düzenlendi. Çok sayıda ölü ve yaralı bulunuyor. Yeni Zelanda Başbakanı saldırıya ilişkin ilk etapta üç kişinin gözaltına alındığını açıklayarak, “Yeni Zelanda’nın en karanlık günü” dedi. Türkiye’nin Yeni Zelanda Büyükelçisi Ahmet Ergin, son dakika bilgisine göre, gözaltına alınanların sayısının biri kadın 4’e yükseldiğini duyurdu. Ancak şu an için toplam kaç saldırgan olduğu bilinmiyor.

K entin Hagley Park bölgesindeki Al Noor Camisi içerisine silahlı saldırganlarca ateş açıldı. Saldırı esnasında camide, cuma namazı için 200 kişinin bulunduğu belirtildi.

İstiklal Marşımızın Kabulünün 98. Yılı

0

Kurtuluş savaşı sonrası İstiklal Marşı yazılması için yarışma başlatan Milli Eğitim Bakanlığı, para ödülü olduğu için yarışmaya katılmayan Isparta Milletvekili Mehmet Akif Ersoy’a mektup göndermiştir. Para ödülünü kabul etmeyen Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı marş, 1921 yılında kabul edilerek İstiklal Marşı olarak ilan edilmiştir.
İstiklal Marşı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 12 Mart 1921’de yapılan oturumda Türkiye’nin milli marşı olarak kabul edildi.
Daha sonra, Osman Zeki Üngör’ün bestesi, “İstiklal Marşı” olarak benimsenir.

İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettigi günler hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy

-Konyaspor İstanbul’dan Eli Boş Dönüyor

0

Temsilcimiz Atiker Konyaspor Süper Lig’in 25. haftasında İstanbul’da ki çekişmeli geçen mücadelede Kagawa’nın son dakikalarda attığı golle 3-2 mağlup oldu.
Ligdeki son iki maçından beraberlikle ayrılan Beşiktaş, bu galibiyetle derin bir nefes aldı. Burak Yılmaz 1 gol 1 asistle yıldızlaşırken Konyaspor kalecisi Serkan Kırıntılı da kurtarışlarıyla kalesinde devleşti.
Mücadelede 14. dakika oynanırken Beşiktaş 1-0 öne geçti: Medel’in orta alanda yaptığı baskı sonrası topu kapan Beşiktaş’ta Burak Yılmaz’ın ara pasıyla kaleciyle karşı karşıya kalan Adem Ljajic takımını 1-0 öne geçirdi.
Dakika 19’da Konyaspor Ömer Ali Şahiner’in golü ile skoru 1-1’e getirdi .dakika oynanırken sağ çaprazdan içeri hareketlenen Lens, ceza alanına girmeden çok sert bir şut çıkardı. Serkan’ın parmaklarının ucuyla dokunduğu top direkten oyun alanına geri döndü.

32. Dakikada Burak Yılmaz frikikte barajın üzerinden köşeye doğru çok sert ve düzgün vurdu, kaleci Serkan yalnızca ağlara giden topu seyredebildi: 2-1
Beşiktaş bu golleilk yarı bitiminde soyunma odasına 2-1’lik üstünlükle gitti.
Karşılaşmanın dakikada Orta alandan Hadziahmetovic’in attığı nefis pasla sol kanattan savunma arkasına sarkan Fofana, boş durumda içeri hareketlendi ve çaprazdan aşırtma bir vuruşla topu ağlara yolladı: 2-2
90+4’üncü dakikada ceza sahasına sol taraftan giren Kagawa, rakibinden sıyrılarak yaptığı düzgün vuruşla Beşiktaş’ı yeniden öne geçirdi!
Maçın kalan dakikalarında başka gol olmayınca Beşiktaş sahadan 3-2’lik galibiyetle ayrıldı.

-Konya Şeker’den üreticiye 273 milyon lira pancar ödemesi

0

Ülke sınırlarını aşan bir modeli ortaya koyarak tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak, tarımsal üretim hacmini büyütmek için onlarca yatırım yapan ve tarlada başlayan üretim sürecini sanayi ile taçlandırıp rafa kadar taşıyan bir ekosistem kuran Konya Şeker’de kurulan ekosistemin mimarı olan PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, 2018 – 2019 Kampanya Dönemi pancar paralarının 8 Mart Cuma günü itibariyle çiftçiye ödenmeye başlanacağını açıkladı.
Başkan Konuk, yaptığı açıklamada; “Hep söyledik, Konya Şeker; çiftçi daha çok üretsin, emeğinin karşılığını alnının teri kurumadan alsın diye var. 2018 – 2019 Kampanya Döneminde çiftçimizden toplamda 3.410.757.867 kilogram pancar aldık. Pancar bedeli olarak da üreticiye toplamda 892 Milyon 493 Bin 857,38 TL ödüyoruz. Bu bedelin yaklaşık üçte ikisine tekabül eden kısmı olan 619 Milyon 124 Bin TL’yi ise 2018 yılı mart ayında gübre desteği ile başladığımız avans ödemeleri ile daha ürün fabrikaya gelmeden önce ayni ve nakdi olarak peşin peşin ödemiştik. Bu demek oluyor ki, pancar parasının, yaklaşık % 69’unu daha pancar tarladayken, ödemişiz. Kredi faizlerinin %30’un üstünü, mevduat faizlerinin %25’leri zorladığı bir dönemde parayı erken ödeme maliyetinin hesaplarını yapmadan, üreticimizin finansman yükünü hafifletmek için avanstan hiç kısmadık. 893 Milyon TL pancar parasının 619 Milyon TL’sini avanslarla ödedik üreticinin yüküne omuz verdik, üreticimizi ezdirmedik. Konya Şeker ve Çumra Şeker Fabrikalarındaki kampanya döneminin bitiminin üzerinden 1 ay bile geçmeden 619 milyon TL ‘sini avans olarak ödediğimiz toplamda 893 Milyon TL tutan pancar bedelinin kalan 273 Milyon 370 Bin Lirasını da 8 Mart Cuma günü (bugün) ödemeye başlıyoruz. Önceki kampanyalarda Nisan ayı ortalarında ödenen pancar parası ödemesini bu yıl da geçen yıl olduğu gibi zamanından önce yapmış oluyoruz. Biz bu parayı üreticimize ödüyoruz ama üreticimizin aldığı bu para sadece üretimin sürekliliğini sağlamıyor, aynı zamanda çarşımıza, pazarımıza da can suyu oluyor. Konya Şeker aslında sadece üretimin, üreticinin değil, bölge ekonomisinin de bel kemiğini oluşturuyor” dedi. 2018 – 2019 Kampanya Döneminde pancar bedeli ödemesinin üçte ikisinden fazlasına tekabül eden 619 Milyon 124 Bin TL’yi yıl içinde çiftçinin hesabına ayni ve nakdi avans olarak aktaran ve pancar bedelinin kalan kısmını da 8 Mart Cuma günü itibariyle üreticilerin hesabına yatırmaya başlayan Konya Şeker, bu yıl toplamda pancar bedeli olarak üreticiye 892 Milyon 493 Bin 857,38 TL ödeme yapmış olacak. Konya Şeker, pancar parasının yaklaşık % 69’unu daha pancar tarladayken, üreticiye ödedi.
8 Mart Cuma günü üreticilerin hesabına pancar bedelinin kalan kısmı olan 273 Milyon 370 Bin TL’yi yatırmaya başlayacak Konya Şeker, bu ödeme ile birlikte 2018 yılında üreticiden aldığı pancar harici ürünlerin hepsinin parasını ödemiş olacak. Konya Şeker pancar parasını da diğer ürünlerde olduğu gibi ödeme tarihinden önce ödemiş oluyor.
KONYA ŞEKER 465.980.000 KG. ŞEKER ÜRETTİ
Türkiye’de üretilen şekerin beşte birini tek başına Konya ve Çumra Şeker Fabrikalarında üreten Konya Şeker, 2018 – 2019 Kampanya Döneminde, alımını gerçekleştirdiği 3.410.757.867 Kg. pancardan 465.980.000 Kg. şeker üretti. Kampanya döneminde 140.618.633 Kg. melas üreten Konya Şeker, yaptığı 774.333.490 Kg. küspe üretimi ile de bölge hayvancılığının kaba yem ihtiyacının önemli bir kısmını karşıladı.
2018 – 2019 Kampanya Döneminde, Konya Şeker hinterlandında ortalama polar 16,75 olarak gerçekleşirken, ödenen primlerle birlikte üreticiye ortalama olarak ton başına 281,70 TL ödeme yapıldı. Konya Şeker’in dışındaki Şeker Fabrikalarının ortalama poları 15,23 olurken, Konya Şeker’in ortalama poları diğer fabrikalara göre 1,52 düzeyinde daha yüksek olarak gerçekleşti. 2018-19 Kampanya Döneminde 8 bölge ve 233 köydeki 16.763 sözleşmeli üreticiye 492 Bin 690 dekarlık alanda şeker pancarı ürettiren Konya Şeker, pancar tesliminde 36 kantarıyla yedi gün yirmi dört saat üreticiden pancar alımı gerçekleştirdi. Konya Şeker’in ekim sahasında dekarda ortalama 6 bin 923 kg. pancar hasat edildi. Yüksek polarlı pancar üreten ve geç söküm, nakliye ve temiz pancar gibi primleri de alan 100’ün üzerinde üreticinin pancarına ton başına 330 TL’nin üzerinde ödeme yapan Konya Şeker, en yüksek ödemeyi ise 376,03 TL/ton pancar fiyatıyla Kulu’da üretim yapan bir üreticisine gerçekleştirdi. Konya Şeker’in kampanya süresi 129 gün oldu.
“PANCAR PARASININ YAKLAŞIK % 69’UNU DAHA PANCAR TARLADAYKEN, ÖDEDİK”
Çiftçiyi ayakta tutan ödemelerle ilgili bir açıklama yapan PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “’Türkiye’nin Üreten Gücü’ sloganı boş bir slogan değildir, içi dolu, uzun planlamalarla oluşturulmuş, sadece Konya ve hinterlandı için değil, ülkemiz tarımı için, hatta dünya tarımı için, güvenilir gıda için, sürdürülebilir gıda ve tarım üretimi için bir modelin adıdır Konya Şeker” dedi. Konya Şeker’in bu yıl çiftçiden onlarca kalem ürün aldığını belirten Başkan Recep Konuk: “Hep söyledik, Konya Şeker, çiftçi daha çok üretsin, emeğinin karşılığını alnının teri kurumadan alsın diye var. 2018 – 2019 Kampanya Döneminde çiftçimizden toplamda 3.410.757.867 kilogram pancar aldık. Pancar bedeli olarak da üreticiye toplamda 892 Milyon 493 Bin 857,38 TL ödüyoruz. Bu bedelin üçte ikisinden fazlasına tekabül eden kısmı olan 619 Milyon 124 Bin Lirayı 2018 yılı mart ayında gübre desteği ile başladığımız ve periyodik aralıklarla sürdürdüğümüz avans ödemeleri ile daha ürün fabrikaya gelmeden önce ayni ve nakdi olarak ödemiştik. Geçtiğimiz yıl üretici açısından ülkemizin uğradığı finansal saldırılar sebebiyle zor bir yıldı. Finansmana erişimin zorlaştığı ve pahalılaştığı bir yıldı. Konya Şeker olarak biz o zor yılda üreticimizin işini kolaylaştırmak, finansman maliyeti nedeniyle kazancından kaybetmesinin önüne geçmek için önceki yıllara göre avans miktarını arttırdık. Önceki yıllarda alımını yapacağımız pancarın toplam bedelinin yarısından biraz fazlasını pancarı teslim almadan avans olarak öderken bu sene pancar parasının yaklaşık % 69’unu daha pancar tarladayken, ödedik.
Kredi faizlerinin %30’un üstünü, mevduat faizlerinin %25’leri zorladığı bir dönemde parayı erken ödeme maliyetinin hesaplarını yapmadan, üreticimizin finansman yükünü hafifletmek için avanstan hiç kısmadık. Konya Şeker ve Çumra Şeker Fabrikalarındaki kampanya döneminin bitiminin üzerinden 1 ay bile geçmeden pancar bedelinin kalan 273 Milyon 370 Bin TL’sini de 8 Mart Cuma günü (bugün) ödemeye başlıyoruz. Önceki kampanyalarda Nisan ayı ortalarında ödenen pancar parası ödemesini bu yıl da geçen yıl olduğu gibi zamanından önce yapmış oluyoruz. Allah’a şükür bu sene Konya’nın polar ortalaması Türkiye geneline göre çok iyi. Ortalamanın yaklaşık %10 üstündeyiz. Üreticimize bu sene nakliye, küspe bedeli, temiz pancar gibi Konya Şeker’in sağladığı ilave avantajları da eklediğimizde ton başına ortalama 281,7 TL ödedik. Hangi koşullarda ödüyoruz bunu? Ekonomimizin sistemli bir saldırıya maruz kaldığı, sattığınız ürünün bedelinin tahsil süresinin önceki yıllara göre 30-60 gün uzadığı, kampanya başında şeker fiyatlarının 1 yıl önceki fiyatların altına düştüğü ve yaklaşık %20’lerde olan enflasyona rağmen şeker fiyatının önceki yılı yakalamadığı bir dönemde ödüyoruz. Hem üreticimize her yıl yaptığımız dönemde pancar bedeli ödemesini yapıyor, hem de Konya Şeker’e özel ödemeler ilave edildiğinde ortalamada en iyi pancar parasını ödüyoruz. Biz bu parayı üreticimize ödüyoruz ama üreticimizin aldığı bu para sadece üretimin sürekliliğini sağlamıyor, aynı zamanda çarşımıza, pazarımıza da can suyu oluyor. Konya Şeker aslında sadece üretimin üreticinin değil, bölge ekonomisinin de bel kemiğini oluşturuyor. 2018 yılında Konya Şeker pancar harici de bir sürü ürünü çiftçiden almış. Bunun karşılığında da toplamda 2 Milyar 300 Milyon TL’lik bir bedeli üreticiye ödemişiz. Üretimin, üreticinin güvencesi olmuşuz. Peki, bunu niye yapmışız, bunu niye yapıyoruz? Konya’da bir çiftçi kooperatifi nam olsun diye mi bu kadar parayı üreticiye aktarıyor? Elbette değil. Bizim ilkemiz şudur, bu toprakların çocukları bu zengin toprakların fukara bekçileri olmayacaklar, üretecekler, ürettikleri değerli olacak, bütün dünyaya satılacak, dünyanın zenginliğinden hak ettikleri payı alacaklar. Bakış açımız budur, biz ülkemize hizmet, milletimize hizmet için bu çalışmaları yürütüyoruz” dedi.

Üç Aylar Ve Regaib Kandili

0

Üç aylar Regaib Kandili ile başlıyor. Hz. Peygamberimiz; “Receb Allah’ın ayı, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır.” sözleri ile üç ayların bizler için ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu buyuruyor. Üç aylar Recep Ayı ile başlayan, Şaban ile devam eden ve Ramazan Ayı ile sona eriyor.

2019 KANDİL GÜNLERİ NE ZAMAN?
8 Mart 2019 Pazartesi günü Üç Aylar başlangıcıdır
7 Mart 2019 Perşembe günü Regaib Kandili.
2 Nisan 2019 Cuma günü Miraç Kandili.
19 Nisan 2019 Pazartesi günü Berat Kandili.
8 Kasım 2019 Pazartesi Mevlid Kandili.

Regaib Gecesi dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yayınladığı Regaib Gecesi mesajında “Aziz Milletimizin ve bütün İslam âleminin Regaib Gecesini tebrik ediyor, bu gecenin ve mübarek üç ayların Müslümanların birlik ve dirliğine, insanlığın hidayet, barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.
Erbaş, Mesajında şu ifadelere yer verdi; “Aziz Kardeşlerim, Halkımız arasında “üç aylar” diye bilinen rahmet, bereket ve mağfiret iklimine girmiş bulunuyoruz. Perşembe gününü Cuma’ya bağlayan gece, bu manevi mevsime girişimizin habercisi olan Regaib Gecesini idrak edeceğiz.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Recep ayı girdiğinde; “Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur” şeklinde dua etmiş ve bu kutlu zamanların önemine dikkat çekmiştir.
Müslümanlar olarak her yıl, içtenlikle yaptığımız dualar, samimi tövbeler ve ibadetlerle ihya ederek huzur bulduğumuz Regaib Gecesi, bizlere tüm rağbetimizi Rabbimize yöneltmemiz, bugüne ve geleceğe dair, duygu, düşünce, tutku ve isteklerimizi iman bilinciyle gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır.
Müminler için elbette bütün zamanlar kıymetlidir ve Allah’ın rızasını kazanmak gayesiyle kulluk şuuru içerisinde yaşanması gerekir. Bununla beraber mübarek gün ve geceler, yaratılış gayemizi, kendimize, Rabbimize, çevremize ve bütün mahlûkata karşı sorumluluklarımızı muhasebe etmek ve daha güzel bir hayat adına yeni bir başlangıç yapmak için önemli fırsatlardır.
Bu müstesna zamanlar vesilesiyle, Rabbimizin sonsuz af ve mağfiretine sığınarak hata ve günahlarımızdan arınmaya, bütün yönleriyle hayatımızı gözden geçirerek manevi diriliş ve ahlaki yükselişi yaşamaya, kardeşlik duygularımızı güçlendirerek kalplerimizi ve dualarımızı buluşturmaya gayret edelim.
Kendimizle yüzleşmekten çekinmeden, bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız bütün hatalardan ve işlediğimiz günahlardan samimi pişmanlıklarla tövbe ederek arınma fırsatını iyi değerlendirelim.
Zamanın ve mekânın hakkımızda şahitlik yapacağı adalet ve hesap gününde mahcup olmayacağımız bir ömür yaşama gayretimizi ve nesillerimize daha iyi bir dünya bırakma sorumluluğumuzu muhasebe edelim.
Bu duygu ve düşüncelerle Aziz Milletimizin ve bütün İslam âleminin Regaib Gecesini tebrik ediyor, bu gecenin ve mübarek üç ayların Müslümanların birlik ve dirliğine, insanlığın hidayet, barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.”

Göztepe, Konya’dan Puan Çıkardı

0

Spor Toto Süper Lig’in 24’üncü haftasında temsilcimiz Atiker Konyaspor, Göztepe ile 1-1 berabere kaldı.

MAÇTAN NOTLAR;
Dakika 13’de Atiker Konyaspor’un atağından uzun pas sonucu ceza sahasında topla buluşan Jahovic, kaleci Beto ile karşı karşıya kaldı. Jahovic’in şutunda Beto müdahale ederek kurtardı. Defans topu uzaklaştırdı.
17’nci Trore’nin köşe atışında Filipovic’in vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 1-0.
21’inci dakikada ceza sahasında topla buluşan Deniz’in şutunda top üst direkten oyuna döndü.
30’uncu dakikada Fofana’nın ceza sahası dışından şutanda, top kaleci Beto’da kaldı.
İlk yarı Konyaspor’un 1-0 üstünlüğü ile sona erdi
50’nci dakikada Berkan’ın ceza sahası dışından sol çaprazdan şutunda, top kaleci Serkan Kırıntılı’da kaldı.
53’üncü dakikada Castro’nün uzun pasında topu önünde bulan Yasin, topu sürükleyerek ceza sahasına girdi. Kaleci Serkan Kırıntılı ile karşı karşıya kalan Yasin’in şutunda top ağlarla buluştu.1-1.
88’inci dakikada Milisovic’in uzun pasında ceza sahası içinde topla buluşan Jehovic, Kadu’nun müdahalesiyle yerde kaldı. Hakem Abdulkadir Bitigen, önce korner kararı verdi. ‘VAR’ izleyen Abdulkadir Bitigen, penaltı noktasını gösterdi. Jahovic’in müdahale eden Kadu, çift sarı karttan kırımız kartla oyun dışı katldı.
90’ıncı dakikada Skubic’un kullandığı penaltı atışını kaleci Beto kurtardı.
90+6’ncı dakikada Milisovic’in pasında Jahovic’in kafa vuruşu üstten auta çıktı.
Karşılaşmada başka gol olmayınca maç 1-1 berabere sona erdi.

STAD: Konya Büyükşehir Belediye
HAKEMLER : Abdulkadir Bitigen, Esat Sancaktar, Erdinç Sezertam ATİKER KONYASPOR: Serkan Kırıntılı, Skubic, Ali Turan(Dk 69 Ömer Ali Şahiner), Filipovic, Zuta(Dk. 45 Ferhat), Volkan Fındıklı,Jevtovic, Trore, Milosevic, Fofana(Dk. 82 Hadziahmetovic), Jahovic

GÖZTEPE: Beto, Gassama, Titi, Kadu, Berkan, Castro (Dk. 85 Poko), Borges,Serdar,Deniz(Dk. 68 Cameron), Yasin, Ghilas(Dk.45 Ngxando)

GOLLER: Dakika. 17 Filipovic (Atiker Konyaspor), Dakika 53 Yasin(Göztepe)

SARI KARTLAR: Zuta,Ferhat,Volkan(Konyaspor), Yasin,Beto (Göztepe)
KIRMIZI KART: 90+1 Kadu(Göztepe)

-Başkan Konuk, Çiftçilerle Bilim Adamlarını Aynı Salonda Buluşturdu.

0

Konya Şeker tarafından Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinde düzenlenen eğitim programında amfileri bu kez hayvancılık ile uğraşan çiftçiler doldurdu. Çiftçilerle bilim adamlarını aynı salonda buluşturan programa, çok sayıda üretici katıldı.
25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, Program açılışında yaptığı konuşmada, “Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi’nin temel misyonunu “ülke çiftçisinin çok üretip çok kazanması için işe aklı ve bilimi dâhil etmek” olarak anlattı. Üretici ile ilgili algı oluşturulduğunu, tarım sektörünün ekonominin üzerinde yük olduğuna dair bir kara propagandanın onlarca yıldır sürdürüldüğünü anlatan Başkan Konuk, konuşmasında “niye yapılıyor bu kara propagandayı, Türkiye kendine yetecek kadar üretemezse bu işi organize edenlere daha bağımlı olacak da onun için. Türkiye’yi midesinden bağımlı hale getirebilirlerse istedikleri gibi yön verecekler. Şunu ekemezsin, bunu ekemezsin demeye başladıkları günden bu yana bunu yapmaya çalışıyorlar. Ancak Türkiye 17 sene önce o derin uykudan uyandı. Öyle zeytinyağlı yiyemem türküleri ile falan uyutulamıyor artık. Türkiye son 17 yıldır, tarımsal üretimin önemini kavramış ve üretimdeki altyapı eksikliklerini yılların ihmaliyle sektörde açılan yaraları tedavi etmeye çalışan bir ülke. Tedavi sürecini büyük oranda tamamladık, şimdi bünyeyi kuvvetlendiriyoruz. Sektör önümüzdeki yıllarda inşallah daha hızlı koşacak. Çünkü hükümetimiz de biz de biliyoruz ki, bu ülke üretmezse her ürün dünyanın her yerinde pahalıdır, değilse bile pahalı hale getirilir” dedi.

Türk tarımı ve hayvancılığına yaptıkları katkıları dile getiren başkan Konuk; “Tarım ve hayvancılığın tarihte ilk defa yapıldığı, en çok ekilen bitkilerin, koyun, keçi, inek gibi besi hayvanlarının ana vatanı bu toprakların bugün tohum getirmek, damızlık hayvan getirmek zorunda kalmasından bir üretici olarak hicap duyuyor, utanıyorum. Ve hep şu soruyu soruyorum, onlar neyi doğru yaptı, biz neyi eksik bıraktık? Onun için de kurum olarak eksik bıraktığımızı düşündüğümüz, gördüğümüz her konuda eksiği gediği kapatmak, suyun akmasına sebep olan delikleri tıkamak için çalışıyoruz. Mesela patates tohumunu onun için üretiyoruz. Mesela mısır, ayçiçeği, buğday, şeker pancarı tohumuna onun için emek veriyoruz. Embriyo üretim ve transfer merkezini onun için önemsiyoruz. Daha da önemlisi bu üniversiteyi bunun için kurduk. Eksik kalanlar, eksik olanlar tamamlansın, hem ana vatanı burası olan bitkiler bu topraklarda dünyada en verimli şekilde üretilebilsin, hem de burada evcilleştirilen hayvanlar en çok sütü, en çok eti bu topraklarda versin diye kurduk bu üniversiteyi” dedi.


KONYA GIDA VE TARIM ÜNİVERSİTESİ İLE TARIMSAL ÜRETİMİN NİTELİĞİ YÜKSELECEK
“Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi’ni kurmamızın iki tane asli sebebi vardı. Birincisi, tarımsal üretimi hem arttıracak hem de tarımsal üretimin niteliğini yükseltecek bilgi ve teknoloji üretmesi. İkincisi, üretilen tarımsal ürünü daha katma değerli hale getirecek işlere imza atması. Yani ülke çiftçisinin çok üretip çok kazanması için işe aklı ve bilimi dâhil etmek. Üniversitemizin temel misyonu bu. Bu eğitim programları da üniversitemizin üreticinin daha çok üretmesi ve ürettiğinin niteliğinin yükseltilmesi için yaptığı çalışmalardan biri ya da daha doğru tabir ile ilki. Bu programla sanırım, mevcut durum çerçevesinde eldeki sürünün niteliği, coğrafi imkânlar, teknik imkânlar değişmeden eldekilerle daha çok ve daha kaliteli nasıl üretebileceğimize dair değerli bilgiler bu salonda paylaşılacak. Bu işin ilk ayağı. Bunun ikinci ve en önemli ayağı ise mevcut şartları değiştirecek çalışmalardır ki üniversitemizden o konuda beklentimiz büyük ve inşallah o çalışmaları da bu salonda konuşup, birlikte hayata geçireceğiz. Üretilen ürünün katma değerli hale getirilmesi konusuna gelince o zaten bizim en iyi bildiğimiz işlerden biri. Ancak o konuda da elbette üniversitemizden beklentilerimiz, büyük beklentilerimiz var” diyen 25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinin aktif bir şekilde çiftçi eğitimlerine devam edeceğini ifade etti.
Bilimsel çalışmaların yanı sıra çiftçi eğitimlerine büyük önem veren Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, bu kez hayvancılık ile uğraşan çiftçileri ağırladı. Konferans salonunda yapılan programa çok sayıda üretici katıldı.
Eğitim programının açılış bölümünde çiftçilere hitap eden Başkan Konuk, “Tanzim Satış ile ilgili konular çok tartışılıyor. Fahiş fiyatlarla satışlarda var. Elbette tedbir alınması lazım ama niye bu hale gelmişiz? Bu konulara da bakmamız lazım” dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Jared Daimond Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabında bir örnek veriyor, Uzaydan dünyayı hiç tanımayan biri gelse ve Hollanda ile Zambiya’ya tepeden baksa diyerek. Ben de onun gibi yapayım. Uzaydan birisi, şöyle ülkeleri dolaşsa tepeden kuş bakışı imkânlarını, avantajlarını not etse, mesela, önce Hollanda’ya baksa arazilerinin üçte biri deniz seviyesinin altında olan, sürekli yağışlar nedeniyle topraklarından su boşaltmak zorunda kalan, kışların uzun yazların kısa geçtiğini tespit edince her halde Hollandalılara acır, gıda ihtiyacını karşılamanın Hollanda’nın birinci meselesi olduğunu düşünürdü. Aynı uzaylı, Japonya’yı yukarıdan izlerken de, küçük küçük adacıklara yayılmış, arazisinin çoğunluğu engebeli olan, yılın 80-90 günü hariç yüksek nem ile boğuşan Japonya’ya da acır, o kadar yoğun nüfusun o kadar arazi ve tarıma elverişsiz iklimle sağlıklı beslenemeyeceğini düşünürdü. Bir de Türkiye’ye tepeden baksa, yaz ve bahar ayları uzun olan, dengeli bir neme sahip, yılın en az 240-250 günü tarımsal ürün üretmeye elverişli Türkiye’nin bolluk içinde yaşadığını, sadece kendisini değil dünyayı da beslediğini düşünürdü.
Daha az girdi ile daha çok nasıl üretebiliriz? Maliyetleri aşağı çekerken, ürün kalitesini nasıl ve ne yaparak yükseltebiliriz? Birim alandan veya bir hayvandan daha çok verim nasıl alırız? Sorular bunlar, bu sorulara bulacağımız cevaplar bugün hem üreticiyi hem tüketiciyi memnun etmeyen meseleleri de çözecek. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürlüğünün hazırladığı rapora göre biz bir yılda 30 Bin Hektar, yani 300 Bin Dekar arazide 791 ton patlıcan üretmişiz. Hektar başına, yaklaşık 26,4 ton ürün hasat etmişiz. Kullandığımız tohum, uyguladığımız üretim tekniği ile ancak bu kadar olmuş. Dünyada hektara bizden çok ürün alan da olmuş, az alan da. Mesela İspanya hektardan 43, Meksika 36, Japonya 33 tonun üzerinde ürün almış. Endonezya sadece 7,2 ton, Filipinler 9, Romanya, 13,1, Suriye 21,3 ton ürün alabilmiş. Dünya ortalamasına göre iyi miyiz? Fena değiliz, komşularımıza bakarak baya iyiyiz. Ancak Japonya’nın gerisindeyiz, hele hele Hollanda ile kıyasladığımızda biz onlara değil, onlar bize acır. Yani Hollanda’nın ekim alanı sadece 100 hektar. Dekar olarak söylersek 1.000 dekar. Hektara verimleri 420.000 kilogram. Yani 420 ton. Dekardan 42 ton ürün kaldırmışlar. Kaldırdıkları ürün kendilerine yetmiş bir de 38 Bin tonu ihraç edip, 64 Milyon Dolar ihracat değeri ile dünya patlıcan ticaretinde ikinci olmuşlar. Dekara 42 Ton bana absürt geldi araştırmada bir hata olabileceğini düşündüm. Rakamları kontrol etmek istedim ve araştırttım. Hakikaten rakamlarda hata varmış. O 10 yıl önceki rakammış şimdi dekara 52,8 ton üretiyorlar yani hektarda 528 Ton patlıcan üretiyorlar. Bu tarımsal üretimde başka bir boyut eğer biz de bunları başarabilirsek ne domates ne patlıcan ne soğan ne de patates fiyatları konuşulur. Bunu şunun için örnek verdim; Biz sebeplere dokunmazsak sonuçlardan ne kadar çok yakınırsak yakınalım alacağımız mesafe yok. Biz sebeplere dokunmak zorundayız. Güneşi daha çok hasat edecek tohumlar, teknikler geliştirmek zorundayız. Güneşi daha çok hasat edip daha çok hayvan varlığına verimli ırklara sahip olmak zorundayız.”
Ülkemizde köylülük ve çiftçilikle ilgili kötü algıların oluşturulduğunu da anlatan Başkan Konuk; “Üretici ile ilgili algı yönetiyorlar. Bunun için Türkü yakmışlar. “Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman. Senin gibi cahile, ben efendim diyemem aman” deniyor Türküde. Zeytinyağı bizim milli üretimimiz, basma pamuktan yapılıyor bizim kendi üretimimiz, cahil dediği de bizim köylümüz ve ona da efendi diyemiyor. Bakın bir taşla kaç tane kuş vuruyorlar. Adam senin türküne bile müdahil oluyor. Türkü yaptırıyor Türkü yaktırıyor. Niye? Bir algı operasyonu var da onun için. Niye yapılıyor bu kara propagandayı, Türkiye kendine yetecek kadar üretemezse bu işi organize edenlere daha bağımlı olacak da onun için. Türkiye’yi midesinden bağımlı hale getirebilirlerse istedikleri gibi yön verecekler. Şunu ekemezsin, bunu ekemezsin demeye başladıkları günden bu yana bunu yapmaya çalışıyorlar. Ancak Türkiye 17 sene önce o derin uykudan uyandı. Öyle zeytinyağlı yiyemem türküleri ile falan uyutulamıyor artık. Türkiye son 17 yıldır, tarımsal üretimin önemini kavramış ve üretimdeki altyapı eksikliklerini yılların ihmaliyle sektörde açılan yaraları tedavi etmeye çalışan bir ülke. Tedavi sürecini büyük oranda tamamladık, şimdi bünyeyi kuvvetlendiriyoruz. Sektör önümüzdeki yıllarda inşallah daha hızlı koşacak. Çünkü hükümetimiz de biz de biliyoruz ki, bu ülke üretmezse her ürün dünyanın her yerinde pahalıdır, değilse bile pahalı hale getirilir. Sözüm, üreticinin bu ülkeye yük olduğunu söyleyenlere, üreticinin ülkeye kambur olduğu algısını yayanlaradır, üretenler üretmesin de siz bir görün. Çiftçi şeker üretmezse bakın bakalım fiyatlar ne oluyor. Siz kendi yağınızı etinizi üretmeyin de bakın ne oluyor? Bu ülke kendisi üretmelidir, üretenine sahip çıkmalıdır. Konya Şeker bunun için vardır” dedi.
KURUM OLARAK ÇARE İÇİN ÇOK ÇALIŞIYORUZ
Türkiye’nin de parçası olduğu Asya kıtasının; dünyada en çok üretilen on tarımsal üründen ve yine evcilleştirilen hayvan türlerinden çoğunluğunun ana vatanı olduğunu ifade eden Başkan Recep Konuk, “babası, dedesi, dedesinin babası onlarca nesli ziraat ve hayvancılık yapan biri olarak ana vatanı Anadolu olan buğday tohumunun, nohudun, mercimeğin lisansı için bu ülkenin o ürünleri daha 300-400 yıl önce tanımış ülkelere bedel ödemesine üzülüyorum. Atın ilk defa Cristof Colomb’un kıtayı keşfiyle ayak bastığı, atı 1492’den sonra tanıyan, inek ve mandanın bu keşiften sonra ayak bastığı kıtadan damızlık hayvan getirmek zorunda kalmaktan bir üretici olarak hicap duyuyor, utanıyorum. Ve hep şu soruyu soruyorum, onlar neyi doğru yaptı, biz neyi eksik bıraktık? Onun için de kurum olarak eksik bıraktığımızı düşündüğümüz, gördüğümüz her konuda eksiği gediği kapatmak, suyun akmasına sebep olan delikleri tıkamak için çalışıyoruz. Mesela patates tohumunu onun için üretiyoruz. Mesela mısır, ayçiçeği, buğday, şeker pancarı tohumuna onun için emek veriyoruz. Embriyo üretim ve transfer merkezini onun için önemsiyoruz. Daha da önemlisi bu üniversiteyi bunun için kurduk. Eksik kalanlar, eksik olanlar tamamlansın, hem ana vatanı burası olan bitkiler bu topraklarda dünyada en verimli şekilde üretilebilsin, hem de burada evcilleştirilen hayvanlar en çok sütü, en çok eti bu topraklarda versin diye kurduk bu üniversiteyi” dedi.
İSTİKRAR VE YATIRIM İKLİMİ OLUŞTU YATIRIMLARLA ÜRETİCİNİN KAZANCI DA ARTTI
Konya Şeker’in yakın tarihinin, küçük bir dokunuşla çok şeyin değişeceğini öğrettiğini aktaran Başkan Recep Konuk, “mesela, Konya Şeker’in Et-Süt Entegre Tesisi yatırımı, hemen hemen yatırım bedeli kadar bir ekonomik faaliyeti tetikledi. Yani üreticinin cebine her yıl yatırım bedeli kadar hayvansal üretimden gelir girmeye başladı. Bu daha da büyüyecek, şimdikini ikiye üçe katlayacak. Biz Et-Süt Entegre Tesisini yaptığımızda Konya’nın toplam süt üretimi 720 Bin ton idi. 2017 sonunda bu rakam 1 Milyon 200 Bin 489 tona çıktı. Sadece 4 yılda Konya’da süt üretimindeki artış %60 oldu. Yani süt güğümü büyüdü, 3’lük güğüm 5’lik oldu. Keza, bu tesis yapılmadan önce Konya’daki büyük baş sayısı 500 Bin civarındaydı. 2017 sonu itibarıyla bu sayı 868 Bin 551’e çıktı. Büyük baş sayısındaki artış %73’le ülke hayvancılık tarihinde rekor kırdı. Yani bu kısa sürede 4 ineğin yanına Konyalı 3 inek daha koydu. Konya’daki yem üretimi 10 yıl gibi bir zaman diliminde 4’e katlandı. Küçük bir dokunuş Konya’da çok şeyi değiştirdi, hayvancılığı başka bir boyuta taşıdı. Tabi bunları yapmamızda hükümetimizin sağladığı istikrar ve yatırım ikliminin de büyük katkısı oldu. Bir ekonomi için istikrar hayati önemdedir. Yaşadık gördük, ekonomiyi istikrar büyütür, ancak biz dünyada en önde koşanlar arasında olmak için kayıp yıllarımızı kazanmak zorunda olan bir ülkeyiz, istikrarla istikrarlı bir büyüme bize yetmiyor, boyut atlamak, sıçrama yapmak zorundayız. bunun formülü de üretimin içine bilimi katmaktır. Özetle ekonomiyi istikrar büyütür, bilim ise üretime boyut atlattırır. Biz de üretimi özendiren, teşvik eden bu yatırımları büyük dokunuşlarla başka bir boyuta taşımanın derdindeyiz. O büyük dokunuş da bu günkü üretim metodu ve şeklimizi bir ileri noktaya taşıyacak dokunuşlardır. Güneşi daha çok hasat edebileceğimiz yeni tarım teknikleri, kimseye pay ödemeyeceğimiz verimli tohumlar, 8 ayda 2-3 hasat yapabilmemizi sağlayacak metotlar.
Biz hem kurumlarımızla hem üniversitemizle bu yola baş koyduk. İnşallah bugün tarım ürünleri fiyatları üzerinden şekillenen gündem ülkemizde de sonuçları değiştirmek için sebeplere dokunmak gerektiğinin farkına varmamızı sağlayacak ve yarınlarımız hem üretici hem tüketici için bugünden çok daha iyi olacak.
Anadolu’nun gelecekte insanlığa yön veren bir havza olmasının yolu, hepimizin birlikte çalışması, bir olması, diri olması ve istikrardan geçiyor. Bunu yapamazsak, başkalarının bize sıkıntı vermesi kolay olur. Biz önce kendi işimizi iyi yapacağız. Buralar iyi iş yapıyor. Bugün kooperatifçilikte örnek model olmuşuz. İşte bir marka bağrımızdan çıktı. 100’e yakın ülkeye mal satıyoruz. Çiftçiden aldığımız mal karşılığında çiftçiye ödediğimiz bedel 2 milyar 300 milyon TL’ye ulaşmış. Konsolide edildiği zaman Türkiye’nin ilk 20’de bir kuruluşunu hayata geçirmişiz. Böylesine devasa bir gelişmede zorluklar olur, problemler olur ama hepsini yenerek, hep birlikte insanımızı kimselere muhtaç etmeden, hak ettiği yere inşallah birlikte taşıyacağız” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Konya Şeker’in yatırımlarını yaparken birçok konuya da dikkat ettiklerini ifade eden Başkan Recep Konuk, merkez olduğu için Panagro’nun Kaşınhanı bölgesine kurulduğunu, diğer bölgelere göre daha fazla su varlığına sahip olan Beyşehir – Seydişehir bölgesine de Seydibey Tesislerinin kurulduğunu ifade etti. Cihanbeylilere bir de müjde veren PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Cihanbeyli havzası korunaklı bir bölge, o bölgeye onun için Panplast Sulama Sistemleri Entegre Tesisini kurduk ve o bölge ile ilgili Belediye ile de önemli bir çalışma yürütüyoruz, istişareler yapıyoruz, bizim fabrikamızın bulunduğu bölgeyi, Organize Sanayi Bölgesi ilan edeceğiz. Cihanbeyli’ye yakışan da budur diye düşünüyorum. İnşallah o Organize Sanayi Bölgesi ile de Cihanbeyli bambaşka bir noktaya gidecek. Biz, arkadaşlarımızla istişareler yapıyoruz, bu ülkeye nasıl katkı yapabiliriz, bunun mücadelesini veriyoruz” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmaların ardından eğitim programına geçildi. 2 gün süren eğitim programına Konya ve ilçelerinin yanı sıra, Kayseri, Nevşehir, Mersin, Karaman, Aksaray gibi çevre illerden büyük çiftlik sahipleri ile hayvancılık ile uğraşan üreticiler katıldı.
ÜRETİCİLER BİLGİLENDİRİLDİ
Hayvancılık ile uğraşan çiftçilere verilen eğitim bölümünde Başkanlığını Prof. Dr. Sencer Buzrul’un (Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi) yaptığı programda, Mehmet Ünlü (Konya Şeker San ve Tic. A.Ş.) Süt Hayvancılığında Beslemenin Süt Verimi ve Kalitesine Etkilerini anlattı. Prof. Dr. Behiç Coşkun (Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi) ile Prof. Dr. Dursun Ali Dinç (Selçuk Üniversitesi) ise aynı oturumda, Süt İnekçiliğinde Döl Verimi Sorunları konularında sunum yaptılar.
Prof. Dr. Behiç Çoşkun’un (Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi) başkanlığını yaptığı bölümde de Prof. Dr. H. Özkan Sivritepe (Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi) Sağım ve Sağım Hijyeni, Prof. Dr. Dursun Ali Dinç (Selçuk Üniversitesi) ile Prof. Dr. Zümrüt B. Ögel (Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi) Sütün Muhafazası ve İşlenmesi konularında çiftçilere eğitim verdiler.
Prof. Dr. Zümrüt B. Ögel’in (Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi) yönettiği oturumda da Prof. Dr. Dursun Ali Dinç (Selçuk Üniversitesi) Süt Üretiminde Girdiler ve Süt Maliyetini anlatırken, Doç. Dr. Baki Rıza Balcı (Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi), Süt Üretiminde Mikotoksinlerin Hayvan Sağlığına Etkileri hakkında çiftçileri bilgilendirdi. Süt Bölümünün değerlendirme programını ise Prof. Dr. Behiç Çoşkun (Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi) yaptı. Program sonrasında, eğitime katılan çiftçilere sertifika verildi.

Konyaspor Yönetimi ve teknik heyete 2019-2020 kreasyonu sunumu yapıldı

0

Atiker Konyaspor’un 2019-2020 futbol sezonunda kamp, antrenman ve müsabakalarda giyecekleri lisanslı ürünlerle ilgili Kayacık Tesislerinde Konyaspor A.Ş kuruluşu olan Konya Store yetkilileri tarafından bir sunum gerçekleştirildi.
Kulüp Başkanı Hilmi Kulluk, yönetim kurulu üyeleri, teknik direktör Aykut Kocaman ve teknik heyet sunum öncesinde akşam yemeğinde bir araya geldi. Yemeğin ardından gerçekleşen sunumda teknik heyet, Profesyonel Futbol A Takımı, destek ekibi, alt yapı takımların kamp, antrenman ve müsabakalarda giyecekleri ürünler tanıtıldı.
Ön hazırlık şeklinde gerçekleşen sunum için hem yönetim kurulundan, hem de teknik heyetten öneri, görüş ve tavsiyeleri istendi.
Bu tavsiyeler doğrultusunda önümüzdeki günlerde, 2019-2020 sezonunda takımların giyeceği ürünler netleşmiş olacak.